Ben modaya ve onun yarattığı geçici büyüye inanmıyorum. Zamana meydan okuyan, uzun ömürlü kıyafetlere önem veriyorum. Moda değişim ve yenilik olarak tanımlansa da, bu yeniliklerin, kuralların doğru biçimde anlaşılmadan yaratılamayacağını biliyorum. Yorumlamak, geliştirmek ve değiştirmek için önce özümsemek gerektiğini düşünüyorum. Ancak bu yolu benimseyen kişilerin kendi özgün tarzlarını yaratarak modanın sunduğu akımların kör takipçisi olmaktan kurtulabilecekleri kanısındayım.
Tarz arayıcısı erkek, giysinin zamansızlığına ve kendi fiziksel özelliklerinİ giyimine yansıtılabilmesine inanır. Giysinin zamansızlığı “Kalıcı Moda Sanatını” ilgilendirir. Erkek giyimi yüz yılı aşkın bir süredir çeşitli evrimlerden geçmesine rağmen kentli ve seçkin görünümlü giyimin kuralları pek az değişime uğramıştır ki, işte bu kurallar “Kalıcı Moda Sanatının” özünü oluşturur.
Giyim öğeleri de dâhil olmak üzere herhangi bir nesnenin kalıcı olabilmesi için doğasında değerlilik, yararlılık ve genel anlamda beğenilme özelliklerine sahip olması gerekir. Anlamında “risk ve değişim” tanımlamalarını bulunduran “moda” sözcüğü ile “kalıcı” sözcüğünün bir arada kullanılması birçok kimse tarafından hatalı ya da anlamsız bir ifade olarak değerlendirebilir.
Bu noktaya geldiğimizde şu hiçbir zaman unutulmamalıdır, gerçek yenilikler ve değişim, kuralların görmezden gelinmesi ile değil, bilakis sürekli olarak farkında olunması ile oluşur. Bir konu hakkında “sofistike” bilgi sahibi olan kişiler aynı zamanda kuralları esnetebilme ve gerektiğinde de eğip bükebilme yeteneğine de sahip olurlar. Bu yetenek kişilere kendilerine has tarzlarını geliştirebilme ve “iyi giyimli olmak” yerine “iyi giyinen” olabilme imkânını sunar.